Denizin üzerine inşa edilmiş platformların üzerine kurulu tahta masalarda gün batımının deniz üzerindeki karanlık dansını rahatlıkla izleyebileceğiniz özel bir yer Manzara.
Adının hakkını veren bu güzel yerde, balığın, kalamarın ve mezenin tadına varmaya çalıştık.
Mini tanıtım filmimiz için videoyu izleyebilir, ayrıntılar için bu yazıya devam edebilirsiniz.
Manzara'da set menü sistemi hakim. Bir balık söylediğiniz zaman yanında 6 çeşit meze ve bir salata geliyor. Bu setin fiyatı 25 TL. Eğer iki kişiyseniz mezelerin büyüklüğü artıyor ve 25 X 2'lik bir sete girmiş oluyorsunuz.
Mezeler ahım şahım mezeler değil, en önemli özellikleri taze ve doğal oluşları.
Yoğurtlu olarak gelen mezeler havuç, biber ve kabak. Havuç ve kabağın üzerinde zeytinyağı gezdirilmiş. Biber ise yağda kızartılmış ufak acı biberler. Bunların dışında kıvamı son derece yerinde bir fava, kırmızı lahana turşusu ve patlıcan köz, son derece taze sebzelerle birlikte servis edilen salatayla masayı şenlendiriyor.
Özellikle köz patlıcanın, o köz tadını da doğru vererek çok başarılı olduğunu belirtmek isterim. Diğer mezeler ahım şahım değil ancak tazeler.
Izgara kalamar bu yörede yine pek bilinmiyor veya yapılmıyor. Manzara'da da yok. Ancak tava olarak servis edilen yerli kalamarımız da oldukça lezzetliydi. Bacaklarıyla beraber tava edilmiş olması ve tazeliğiyle çıtır çıtır kalamarımızı çok beğendik. Özellikle İstanbul'da kalamar diye önğmüze atılan dondurulmuş lastik parçalarından sonra keyfimizi yerine getirdiğini söylemeliyim.
Balıklarda ise tuhaf bir durum yaşandı. Daha sonra yörenin önde gelenlerinden Ali Duman'dan öğrendiğimiz kadarıyla buradaki çiftlik balıklarının diğer çiftliklere göre önemli farkları var. Derin sularda kurulan çiftliklerdeki balıklar hem soğuk ve derin suda doğala daha özdeş bir yaşam kuruyor hem de sık ağ kaçağından ötürü yeniden yakalanıp çiftliklere döndürülen balıklar lezzeti arttırıyor. Bu bilgilerden henüz habersizken Noyan'ın yörenin çiftlik çipurasının deniz çipurası kadar lezzetli olduğuna dair verdiği bilgi beni şaşırtmadı değil.
Aslında balık çiftliklerine para kazandırmak istemiyorum. Hem çevre kirliliği hem de ekosisteme verilen zarar çiftlik balığı yememe konusunda ısrarı olan bir kişi olarak bana uzak geliyor. Ama merak galip geliyor, Noyan'ın söylediği çipuranın tadını bakıyorum. Hakikaten haklı.
Her ne kadar bir çiftlik balığını övmek çok doğru olmasa da lezzetin de hakkını vermek zorundayım. Gerçekten çok lezzetli bir çiftlik çipurasıyla karşılaştım. herhalde ilk ve son kez bir çiftlik balığını takdir etmiş oldum böylece.
Ben lidaki söylemiştim kendime. Yağsız olabileceği kaygısıyla tava mı yaptırsam diye düşünüyordum ama garsonun tavsiyesi mangal olunca mangala yöneldim. Hakikaten mangala gelecek kadar yağlanmışlardı. Afiyetle yedim.
Manzara'da en takdir ettiğim olay konsepti dışında ızgara ustalığı. Balığın dışı kurumadan çıtır çıtır pişirilirken içi de sulu sulu kalmış, denizin tadı geliyordu yer yer ağzınıza. Bu haliyle gerçekten mutlu etti manfaldaki bu balıklar.
Laf lafı açtı, manzara manzarayı. Meyve ikramıyla birlikte 6 meze + salata + çipura + 3 lidaki + kalamar + 35'lik hesabımıza toplamda 110 TL ödeyip çıktık.
İstanbul'da 160'tan aşağı kalkamazdık herhalde benzer konumdaki bir restorandan.
Manzara gerçekten tavsiye ettiğim bir yer. Balıklıova'dan çıktıktan sonra Mordoğan yolu üzerinde 5 dakika bile geçmeden sağda kalacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder