9 Ağustos 2015 Pazar

Öz-En Satır Et Lokantası - Yenimuhacir Köyü / Keşan

Keşan’ın tescilli lezzeti “satır et”; Yenimuhacir Köyü ise satır etin merkezlerinden biri olarak kabul ediliyor.



Köyün girişine Öz-En tabela yaptırmış dev bir "Yenimuhacir’e hoş geldiniz” yazısı ve kendi tabelaları tabii. Satır et kadar daha önce Çamlıbel’de içine düştüğüm ciğer sarma yemek için buradayım. Damak zevkine güvendiğim bazı arkadaşlar Çamlıbel’den daha iyi yapıldığı haberini uçurunca burada yememek imkansızdı.

Üst kat aile salonu, giriş kat karışık nizam olarak hizmet veriyor. İki katta da dış alan var; ancak güneş aldığından oldukça sıcaktı. İçerisi daha serin ama içerde de klima yok. Öz-En’in bu serinleme konusunu çözmesi gerekiyor öncelikle.

Biz içeri oturduk. 4’ümüzün 3’ü içiyor; dolayısıyla “ufak” arkadaşımızı yanımıza alarak kayıntıya girdik.

Yoğurt ve salata 5/5



Muazzam. Yoğurt kıvam ve tat; salata malzeme tazeliği ve zeytinyağı kalitesi olarak çok önde. Bunları amansız biçimde gömdük.

Böbrek ve Dalak (5/5)



Baştan bir iştahlandırıcı olarak böbrek ve dalak söyleyelim dedik (tane usulü söyleniyor böbrek 3 TL mesela) ama bu ne muazzam lezzet. Dalak çok iyiydi de; böbrek kendi adıma hayatımda yediğim en güzel böbrekti. Hem doğru pişirilmiş (çiğ kalmamış ama sulu sulu) hem de yumuşacık. Yazarken ağzım sulandı. O kadar güzeldi ki kapanışta yeniden söylemek zorunda kaldım.


Kelle (4/5)



Kelle yediğim en iyi kelle değil; ama kesinlikle lezzetli. Lakin dil yoktu ortada mesela ki genellikle bütün bırakılır; bu tip eksikleri yumuşacık pişmesi ve lezzetiyle kapadı. Kellede önceden piştiği için "ısıtılıp yeniden sunulmuş et" hissi ne kadar az olursa lezzet o derece artıyor bana göre.



Satır Et (tuzlu hali 5/5)



Et çok kaliteli ve satırdan çok iyi geçtiği belli. Ağızda dağılıyor. Tuz dışında hiçbir şey girmez satır ete; ama sanki bu sefer tuz da girmemiş. Yemeğe ek olarak tuz ekmeyen ve mevcut yemeği de az tuzlu tercih eden biri olmama rağmen bana çok tuzsuz geldi; etin altı da çizilememiş doğal olarak. Herkes aynı fikirde olunca bir tane daha “tuzu arttırılmış” rica ettik. Performans olarak %30 yükseldi desem yanlış söylemiş olmam. Nefisti. (Porsiyonu 14 TL civarıydı sanırım)

Ciğer Sarma 3/5



Burada benim için hayal kırıklığı yaratan lezzet ciğer sarmaydı. Önemli beklentim vardı ama lezzet olarak Çamlıbel’in de altında kaldı bana göre. Gaziantep’te yediğimiz ciğer kavurma halini almış ciğer sarmanın içi… Yani karışıma eklenen yağın tadını alamıyorum, sebzeler iri kesilmiş dolayısıyla ciğerin tadını perdeliyorlar; dış zırhı oluşturması gereken kuzu gömleği lezzetli değil; görevini yerine getiremiyor. Bu sebepten ben ciğer sarmaya gireceksem başlıca tercihim Çamlıbel kalmaya devam edecek ne yazık ki.

Pirzola 3/5
                                                   Pirzola ve tavuk satır yan yana 

Üzerinde çok yorumlanacak bir durum yok. Fazlasıyla standarttı. Ekstra bir lezzet vb. bir zevk almadık. Bir kez daha gitsem sipariş etmem; sipariş edecek olsanız da üzmez de güldürmez de bana göre.

Sebzeli Tavuk Satır 4/5

Mali’ye özellikle tavsiye edilince bir denedik. Puanı bonkör tutma sebebim kırmızı et tüketmeyenler. Eğer beyaz et tüketiyorsanız oldukça lezzetli bir satır kebapla karşılaşacaksınız. Tadı tuzu dengede, sebzeler içerde taze; ciğer sarmada bozdukları işi burada düzeltiyorlar.

Sucuk 3/5



Biraz da kalın dilimi sebebiyle bana göre içi pişmemişti. Görünüş enfes ama tattan ben aynı verimi alamadım. Noyan çok beğendi mesela. Sucuk biraz da böyle bir şey.  Ben daha ekşimtırak sucuk seviyorum (Yanturalı gibi) Mali mesela daha baharatlı sever; Noyan bu tarz tok sucuk sevdiği için ona lezzetli geldi. Siz de benzeri tat arıyorsanız deneyebilirsiniz. Bana hitap etmedi.
Hesabın bunca yemeğe uygun geldiğini söyleyebilirim; üstelik ufaklık da vardı işin içinde. Buraya özellikle kalkıp gelir miyim? Sanmıyorum. Ama Keşan tarafından geçiyorsam özellikle böbrek ve satır et için buraya dalabilirim. Çamlıbel de bahçesi ve ciğer sarmasıyla halen önemli bir opsiyon benim için.


Şimdiden afiyet olsun.




23 Temmuz 2015 Perşembe

9 Maddede "Bir Nebze Daha Az Bilinen" Kaş

Kaş'ın günden güne daha popüler olması güzel bir şey tabii... Neticede hepimizin Kaş'la tanışması daha popülerleştiği bir zaman dilimine denk gelecektir kaçınılmaz olarak.



Gide gele artık hemen herkes Kaputaş'ın görülmesi gerektiğini, Derya Beach veya Çınarlar'da denize atlandığını, Kekova'ya tekne gezisinin şart olduğunu, dalış ve yamaç paraşütünün buraların ata sporu olduğunu biliyor kabul ederek; daha az bilinen bir takım yerler ve atraksiyonlardan bahsetmek amacındayım.

Haydi başlayalım:


1) İnceboğaz Plajı




Kaş'tan Çukurbağ Yarımadası'nın ucuna doğru giderken yarımadanın inceldiği özel bir yer var. Hem Bucak Denizi tarafında hem de açık deniz tarafında yolun iki yanına iki plaj verir bu incelik. İşte burası İnceboğaz Plajı... Dar plaj Bucak Denizi'ne bakar, geniş olanı açık denize... Ama her iki alanda da şezlong ve şemsiye bulmak mümkün. Kendiniz de havlu ve şemsiyeyle ziyaret edebilirsiniz.

İnceboğaz Plajı'na nasıl giderim? - Merkezden kalkan Yarımada minibüsleri sizi İnceboğaz Plajı'nda indirecektir. Aşağı yukarı 7-8 dakika sürüyor varması.


2) Hidayet('in) Koyu




Yine Çukurbağ Yarımadası'nda; İnceboğaz'ı biraz geçince varılan bir nokta. Minibüs buranın içine değil yolun başına bırakıyor. Yani yokuş aşağı ve yukarı olmak üzere biraz yürüyüş bekliyor sizi. Burası özel mülk aslında ve tesisler 2015'te yenilenmiş duyduğumuz kadarıyla. Şnorkel yapmak isteyenler için özellikle tavsiye ediliyor.

Hidayet Koyu'na nasıl giderim? - Merkezden kalkan Yarımada minibüsleri yine sizi buranın yol ağzına bırakacaktır.


3) Akçagerme Plajı




Kalkan yönünden Kaş'a doğru gelirken yeni yapılan hastaneyi geçince sağda... Gökseki Mahallesi sapağının da hemen altında bulunuyor. Turizm otelcilik öğrencilerinin hizmet verdiği plaj ilk 2-3 metrede sığ bir deniz sunduğu için çocuklu ailelerce de tercih ediliyor. Ücretler öğrenci işletmesi olduğu için çok çok düşük. Plaj kenarında su kaydırağı ve tavus kuşu, paçalı tavuk, kaz gibi hayvanların serbest dolaştığı bir alan da var.

Yine bu plajın hemen üstünde mangal kiralanabilen bir mesire yeri de mevcut. Yazın hafta sonu oldukça kalabalık oluyor; hafta içi daha sakin.

Akçagerme Plajı'na nasıl ulaşırım? - Merkezden hastane, Gökseki ya da Kalkan minibüslerine binerseniz burada inebilirsiniz.

4) Demre - Çayağzı - Beymelek

Demre özel araçla 35- 40 dakika; minibüsle 1 saate yakın mesafede. Merkez çok hoş olmasa da; tutulacak bir taksiyle Noel Baba Kilisesi'ne, Myra Antik Kenti'ne ya da Andriake harabelerinin de olduğu Çayağzı Plajı'na varmanız mümkün.

                                                        Myra Antik Kenti
                                                         
Çayağzı'nı Likya Yolu'na bağlayan ünlü tahta köprüyü de burada sahilin diğer ucunda görebilirsiniz.




Andriake Kamping kamp atmak için uygun; mavi yengeç için de Uzun Ali orada sizleri bekliyor. En son şezlong vb. hadiseler yoktu burada; yaz ortası durumu kontrol etmek lazım.


                                             Andriake Kamping (resim onlardan ödünç)


Demre merkezde inmeyip; minibüsle devam ederseniz Beymelek bölgesine gelecekiniz. Burada hem uzun kumsalda kimi lokantalar var hem de plajın bitiminde başlayan ve pek çok kuş türünün yaşadığı Beymelek Lagünü var.




Beymelek Taş Evler buraya gelmişken konaklayabileceğiniz özel yerlerden... St.Nicholas Yolu'nu yürümek isteyenler de genel olarak üs olarak kullanıyorlar. Lagün etrafındaki restoranlardan Kaya Restaurant'ta da nefis mavi yengeç ve balık yiyebilirsiniz.



Yola devam ederseniz Demre - Finike arasında da yol kenarında henüz düzenlenmemiş denize girilecek güzel yerler mevcut.


Demre - Çayağzı - Beymelek'a nasıl giderim? - Merkezden kalkan Batı Antalya Tur minibüs / otobüsleri Demre merkeze ve Beymelek üstünden Finike'ye doğru devam ediyor. Çayağzı kavşağından da geçiyorlar; eğer merkezden taksi yerine kavşaktan yürüyecekseniz. (düz yol ama 30-40 dakika sürüyor)


5) Gömbe Yaylası

Akdağ eteklerindeki yayla ilçesi Gömbe'ye yazın gelmek daha mantıklı; zira kışın çok soğuk oluyor doğal olarak. (1800 rakım)

                                          

Baharla beraber hem hayvanlar hem de deniz kesimindeki yerliler genellikle yazı geçirmek için Gömbe'ye göç ediyorlar. Gömbe'de et çeşitleri, kurabiye ve süt ürünleri özellikle önemli. Uçarsu Şelalesi'ne yürürseniz hoş bir manzarayla karşılaşacaksınız. Yine 5-7 Haziran arasında da Uçarsu şenlikleri yapılıyor. Yeşilgöl de yine bölgede yürünerek ulaşılması gereken yerlerden. Abdal Musa Müzesi ve de bölge kültürü ve söylenceler için önemli bir kaynak.

Gömbe'ye nasıl giderim? - Kaş otogardan Gömbe'ye otobüs seferleri var.


6) Talay Restaurant - Ağullu Köyü - Seyir Tepesi

Gösterişsiz bir köy restoranında ne cevherler saklı!

Taş fırınına attığı hamurlu lezzetlerle öne çıkan Talay Restaurant'ta lahmacun, pide gibi çeşitlerin yanında köy tavuğu ve et çeşitleri yemeniz mümkün. Ben lahmacum ve pidenin hastasıyım o ayrı... Eğer Çintar mevsiminde gelirseniz özel çintar mantarını da yiyebilirsiniz. (Ekim - Kasım gibi mevsimi)




Su Gömbe'den dökülüyor oraya, kana kana için. Evet suyu tavsiye ediyorum. Dönüşte Seyir Tepesi'nde durup Kaş'ı ve Meis'i ayaklarınızın altına almanız da mümkün.




Ağullu'ya nasıl giderim? - Merkezden Ağullu minibüsleriyle 15-20 dakikada ulaşabilirsiniz. Son durak benzinlik. Orada inince Talay Restaurant tam karşısında kalıyor. Yani Demre yönüne giderken yolun sol tarafında.


7) Limanağzı

Burası verdiğim diğer yerlere göre daha çok biliniyor ama yine de Kaş'a gidip 1 hafta kalıp hiç buraya uğramayanlar var; bu sebepten ne olur ne olmaz diye belirteyim.



Limanağzı normal yolun gitmediği koyların olduğu bir bölge. Buraya ya Likya Yolu'ndan ya da kaş limandan kalkan tekneleri kullanarak gidiyorsunuz. Nuri ve Bilal en köklüleri ve bilinenleri diyebiliriz.

Carettalarla beraber yüzmek mümkün burada da. Plaj tarzında bir ortam var daha çok; Kaş merkezdeki kayalıktan atlama ritüeline kontrast olarak.

Limanağzı'na nasıl giderim? - Kaş limandaki Limanağzı tekneleri gidiş dönüş 15 TL'ye yaklaşık 15 dakikada götürüyorlar. Büyükçakıl Mahallesi'ndeki Likya Yolu işaretlerini de takip ederek 1 saat gibi bir sürede yürüyerek ulaşabilirsiniz. Yol sizi Nuri's Beach'e çıkaracak. Yol Kaş yönünden bir yerden sonra ikiye ayrılıyor. Denize yakın yol iplerle geçişin olduğu daha kısa ama sakat yol; soldan gidilen ise Fakdere yoluna bağlanan... Biraz daha uzun ama daha güvenli. Yeri gelmişken Fakdere'ye de yürüyüp yüzebilirsiniz ama oranın yolu biraz daha zahmetli ve uzun.


8) Hoyran - Arykanda ve Diğerleri

Xanthos, Letoon Antik Kenti, Patara son derece ünlü antik kentler. Kaş'ın içindeki Antiphellos'u da görüyorsunuz zaten her an... Ne var ki özellikle Kaş - Demre arasında pek çok antik kent ve yerleşim yine sizlerin ziyaretini bekliyor. Bunlardan başlıcaları Hoyran, Kyaneai, Tyrsa, Istlada ve Arykanda denilebilir.


                                                  Arykanda (Looklex'ten ödünç)

Nasıl gideriz? - Bunlar maalesef özel araç ya da Kaş merkezden özel tur ister.


9) Aperlai

Aperlai de antik yerleşim ancak bölgenin Likya Yolu üzerinde bulunması, coğrafi yapısı ve hiçliğin ortasında kurulu Purple House işletmesiyle özel bir ziyareti hak ediyor.

                                                   (ben1gezginim.com'dan ödünç)

Aperlai'ye nasıl gideriz? - Denizden buraya bırakan tekneler ya da Likya Yolu en mantıklı çözümler. Likya Yolu için Apollonia Antik Kenti'nin oralara gelip oradan yürüyüş yapılabilir.


Yakın zamanda bu maddelere yenilerini de ekleyeceğim efendim. Şimdilik Kaş'ın ve gezilecek yerlerin tadını çıkarın.

Sevgiler.



















3 Temmuz 2015 Cuma

Nereid Meyhanesi / Kaş

Kaş'a aşağı yukarı 5-6 senedir gidiyorum. Annemin 2014'te Kaş'a taşınmasıyla artık yaz - kış ayda en az 1 kere bu dünya güzeli yerdeyim.

Eskiden Kaş'a geldik mi Bahçe Balık, Üzüm Kızı gibi mekanlara otururduk meyhane sistemi için... Annemin taşınması sonrası ise soluğu Nereid Meyhanesi'nde almıştık. O gün kimi lezzetleriyle baya etkilemişti bizi.



Gezgin dostlarımdan sevgili Özgür Çağdaş'ın da "abi gidip geliyosun o kadar uğruyo musun Nereid'e?" diye bahis açmasıyla haziran 2015'te yolu yine düşürdüm buraya. Sevgili arkadaşım Ürün de benimle birlikte tattı lezzetleri.

Mutfağın ardındaki isim Arla; pek çok ortak tanıdığımın da bulunduğu "yağuşuklu" bir insan. Onu ben bir yerden tanıyorum o beni bir yerden tanıyor; ilk önce çözemiyoruz. Sonra masaya uğrayan yine yetkili abilerden Emrah (ki o da tanıdık geliyor çok) ""abi sen Kadıköylü müsün oradan tanıyorum ben sanki seni" diyince işler çözülüyor. 25 sene Moda'da yaşamış bir insan olarak bizim sokakların insanları Arla da Emrah da...



Özellikle 2015 yılında Nereid'in menüsü Cunda mutfağına iyice göz kırpmış. Mayıs ayının ortasında Cunda - Ayvalık mutfağını deneyimleme fırsatı bulmuş bir insan evladı olarak; lezzetlerin o yöreden bir eksiği olmadığını söyleyebilirim. (Valla Kadıköylü iltiması değil.)

Peki neler yedik?

Girit Böreği ****




Kimi yerde Rum Böreği olarak da geçen Girit Böreği; yuvarlak patlıcan dilimlerinin üzerine isteğe göre lor peyniri, kopenasti peyniri ya da kelle peyniri gibi pişmeyi seven peynirlerin kapatılıp pişirilmesiyle ortaya çıkan bir ürün.

Burada da maşallah güzel bir örneğini yedik. Peynir tamamen kendini bırakmamış, patlıcan da yağ çekmemiş; uyum içinde çıkmışlar ortaya. Gömdük.

Kabak Çiçeği Dolması **




Ben çok düşkünümdür bu zımbırtıya. Yunanlar duruma göre kızartmasını da yapar bunun, içini peynirle doldurup. Buradaki iç beni çok açmadı. Pirinçleri iri severim ben ama içi biraz tatsız geldi. Kötü mü? Değil. Mekanda daha iyi tatlar var olunca bu garibim kenarda kaldı. Bir ısırık alınmış halini görüyorsunuz üstte.

Selanik Cacığı




Yunana gidenlerin "tzatziki" olarak tanıdığı; gitmeyenlerin "Cunda cacığı" olarak ya da susuz cacık - kuru cacık olarak bildiği güzel tat. Ben haydaridense tercih ederim bu arkadaşı genellikle. Kaymak gibi gitti. Ah bir de Yunandaki yoğurtlar bizde de olsa ya.

Romlu Karides *****




Romla jumbo karidesi pişirmişler ama bir de utanmadan üstüne parmesan serpmişler (: Siz hiç utanmayın e mi? İtalyan sistemi aslında bu; fazla malzeme olmayacak, temel iki üç tatla işi çözeceksin. Nereid de çözmüş burada; vallahi bravo.

Ahtapot Tandır *****




Ben aslen ahtapotu Yunan kardeşlerimizin yaptığı gibi ya güneşte kurutulup ızgarada; ya da şarap sosuyla güveçte terbiyeyle seviyorum. Ama bu da güzel yaklaşım olmuş; nasıl tandırda pişen et lime lime ağızda dağılacak yumuşaklığa gelirse öyle bir hal almış ahtapot. Löpür löpür indirdik. Canım benim.

Paçanga ***




Çok kızartmalı olduk diye normalde söylemeyecektik ama normal pastırma değil balık pastırmasıyla yaptığını öğrenince musallat olmak zorunda kaldım. Ben şahsen sofrada Girit Böreğini tercih ederim yine bu tip sıcak olarak ama balık pastırmasını da ayrıca kestiririm tabağa. Tabii ki yağ çekmemişti ve çıtır çıtırdı. Girit Böreği tercih etmiyorsanız ya da ikisini birden indireceğim diyorsanız gönül rahatlığıyla gömebilirsiniz.

Deniz Fasulyesi ***




Bu arkadaşla Cunda'da karşılaşmıştık. Çok rastlanan bir şey değil; ot severseniz yakaladıkça gömün. Deniz börülcesine oldukça benzeyen bir ot. Onun gibi ayıklanma derdi de olmadan daha kolay hazırlanabiliyor. Güzel limon / sarımsak soslamasıyla özellikle iyi gidiyor. Güzeldi.

Hardallı Enginar *****


Görüntüsüyle bizi tavlayıp; enginar konusunda oldukça zor beğenen şahsıma adeta "surprise m....f..r" çekerek masaya geldi. O kadar ivedi gömdük ki resmini çekmeyi atladık. Şimdi bunu tekrar yemek adına gitmek zorundayız Nereid'e. Tüh... Fotosuyla beraber yorumlamak istiyorum ama hardal sosunun keskinliği ve kıvamı o kadar iyi ayarlı ki enginarı perdelememiş; serbest bırakmış adeta. Güzel dudaklara sürülen ruj gibi; güzelleştirmiş, altını çizmiş. Vallahi bravo.

Portakallı Kereviz ****




Kereviz de tehlikeli bir madde. Zira sarımsaklanıp yoğurtlanınca barışabilmiştim bu arkadaşla. Özellikle portakalla birlikte hoş bir ikili yakalamışlar. Nereid'i sevmemin sebeplerinden biri de bu zaten. İki ya da üç malzemeyi birbirine kırdırmadan - içinde kaybettirmeden bir arada sunabiliyor olması ve hepsinden farklı bir şey yaratabiliyor olması. Zevkle tükettim.

Fesleğenli Levrek***




Fesleğen, levreğe ve balıklara çok yakışıyor. Ama ben halen işlenmiş, artifisyel balık ürünlerindense güzel bir balığı ızgaraya alıp çıkarma taraftarıyım balık konusunda. İstesek onun da kralını yaparlar da biz biraz slalom yapalım istedik açıkçası. Kendimiz kaşındık yani. Güzel miydi güzeldi. Deli gibi aranır mıyım? Yok.

Balık Simit ***




Arla
'nın bize jestlerinden. Kandil simidi büyüklüğündeki balıklarımız çıtır çıtır susamlanıp güzelce pişirilmiş; bir de simit esprisini canlı tutmak adına ortasına bir karper dilimi de yerleştirmişler. Yüzleri güldüren bir tattı.


                                                    gecenin son kalkan masasıyız.

Genel olarak oldukça memnun kaldığımız bir deneyim yaşadık yine. Lakin ben dahasını da tatmak daha fazla lezzetle buluşabilmek adına tekrar yolumu düşüreceğim Nereid'e...


Sizler de uğrarsanız Arla'ya ya da Emrah'a yanaşıp selamımızı söylersiniz.

Nereid Meyhanesi - Süleyman Sandikçi Sok. No:8 Kaş 


31 Mayıs 2015 Pazar

Batum'da Tattığım En İyi 10 Lezzet

Gezimanya ve Acara Özerk Cumhuriyeti Turizm Departmanı'nın organizasyonuyla Batum'da harika 4 gün geçirdik. 12 çok iyi gezginle beraber böyle bir yolculuğa paylaşmak keyfime keyif kattı... Üstelik bunlardan biri uzun süredir yazılarını ve yemek tavsiyelerini takip ettiğim Salih Seçkin Sevinç olunca değmeyin keyfime...



Gürcü mutfağı, hamur işleri ve et çeşitleriyle öne çıkan bir mutfak... Özellikle zibilyon adet çeşitiyle haçapuri için bu coğrafyanın lokomotifi desek yanılmış olmayız... Ancak Karadeniz sahilinin verdiği etkiyle Batum'un balık ve deniz mahsüllerinde daha da söz sahibi lezzetler sunmasını bekliyorum gelecekte. Yani hamur güzel, et güzel de esas balığınız çok güzel değerli Gürcüler; onu yabana atmayın.



Bizim kısıtlı gün içinde denediğimiz tatlar arasında benim ön plana çıkarmak istediğim 10 lezzet var. Bunlar nedir Batum'da nerede yedik; hepsi burada!



10) Chashushuli



"Chashushuli", dana etinin soğan, mantar, sarımsak, ceviz ve kaçınılmaz olarak kişnişle tatlandırarak hazırlandığı bir güveç... Aslında hiç fena değil; sulandırılmış bir çoban kavurma havası var ama o hemen her Gürcü yemeğinde rol çalan kişniş burada da fazlaca ön planda.

Gezimiz esnasında sıklıkla karşımıza çıktı. Bence en iyisi Old Boulavard Restaurant'ta yediğimiz versiyonuydu.


9) Pkhali



Ispanak, turp, lahana, patlıcan gibi sebzelerin birisinin ya da ikisinin kıyılıp; ceviz, sirke, sarımsak, soğan ve kişniş başta olmak üzere pek çok baharatın devreye girmesiyle hazırlanıyor. Tepesine de nar konduruyorlar. Kişniş bunda fazlaca rol çalamamış; sarımsak durumu dengelemiş. 

En iyi versiyonu Old Boulavard Restaurant'ta tattım.


8) Elmalı Tart



Evet bildiğimiz elmalı tart; ama Radisson Blu Hotel Batumi'nin en üst katındaki Clouds Bar'da tatma imkanı bulduğumuz versiyonu beni ziyadesiyle memnun etti.

Çıtır çıtır ılık tart; nefis elma, tarçın tadı ve sade dondurmayla birlikte geliyor. Bu malzemelere göre inanılmaz hafif...



Clouds Bar'dan bahsetmişken; böylesine lüks bir otelin terasında; harika bir manzara sunan bir yer için fiyatlar son derece uygun. VIP odalarını bile bir şişe viski açtırmak suretiyle kapatabiliyorsunuz (250 TL) Bira 8-10 TL, single malt viskiyi 20 TL civarına içebiliyorsunuz. Akşamları alternatif rock çalan gruplar falan da oluyor sahnede. Batum'a geldiyseniz uğrayabilirsiniz.



7) Borano




Adjrarian Wine House'ta deneme şansı bulduğumuz Borano; bir nevi örgü peyniri olan datsnuli'nin İskender'in üzerinde gezdirilecek tattaki tereyağ sosuna daldırılıp cozurdayarak getirilmesiyle oluşuyor. Tam bir kalori bombası ama ekmeği daldırmadan yapamadım...


6) Badrijani Nigzvit




Kızarmış patlıcanların arasına şarap soslu cevizli bir karışımın sürülmesiyle elde edilen son derece güzel, yapımı kolay, kendi evlerimizde de kolayca uygulayabileceğimiz bir tat. Nar da konduruyolar genelde üstüne. Son derece lezzettli.

Sıklıkla bulunuyor. Biz ağırlıklı olarak deniz ürünleri ve balık üzerine uzman Gold Fish'te tattık ama siz istediğiniz yerde denemekte özgürsünüz.

5) Mtsvadi




Benim en sevdiğim et bu çeşit oldu; diğer tattığımız yerlerde de güzel yaptılar. Kimi kaynaklarda "kuzu şiş" kimilerinde ise "şaşlık" olarak adlandırılan bu arkadaş domuz ya da danadan yapılıyor. Şarap, soğan ve karabiberle marine edilmiş et, ızgara edilip sofralara sunuluyor. İsli bir tadı var. Nefis. Löp löp gider bu.

Löp löp demişken löplöpçülere selam olsun (:

Yanında barbekü sosunun ekşi haline benzettiğim "tkemali" sosu var. Erik sosu. O da mayhoş bir tat katıyor; kararında kullanmak gerek yine de.

Bu gezide en çok beğendiğim versiyonu San Remo'da tattım.


4) Sinori




Sıcak tereyağ gezdirilerek ıslatılmış yufkamsı inceliktekli hamur parçalarının üzerne peynir dökülmesiyle oluşuyor. Hafif bir lezzet değil; ama kendine has bir iz bıraktı bende. Gitsem yine tatmak isteyeceğim lezzetlerdendi.

Ajarian Wine House'ta tattım ve çok beğendim.


3) Megrelian Haçapuri




Zibilyon tane haçapuri olduğundan neye elimizi atsak "haçapuri" dedikleri oluyor. Hepsi de farklı farklı... Bu arkadaş "megrelian haçapuri."

Yapılması oldukça zahmetli... Hamur açılıyor; içine peynir konuyor, konduktan sonra kapatılıp o haliyle yeniden açılıyor. Bitti mi? Bitmedi... Üstüne bir kat daha peynir atılıp ateşe sürülüyor; sonunda da bu leziz şey ortaya çıkıyor. Ben içini daha kalın hayal etsem de oldukça tatmin edici bir deneyim oldu.Old Boulevard Restaurant'te yedik ama başka bir yerde de tatmanızı öneririm.

2) Kalkan Balığı




Kilosu 30 liraya kalkan balığı bulup aynı yerde pişirtme imkanınız yakalıyorsanız fiyat performans canavarı bu deneyimi önermekten başka şansım kalmıyor açıkçası.



Son derece tazeydi. Batum'a gelmişken geleneksel lezzetler dışında nefis balıkların da tadını çıkarmayı atlamayın. Küçük balık pazarı bunun için en doğru yerlerden. (Radisson'dan taksi 4-5 lira yazar; otel taksileri taksimetreleriyle; her şeyleriyle güvenlidir, dışardan taksmetre açmayan birine biniyorsanuz muhakkak baştan pazarlığınızı yapın.

1) Acharuli / Acara Haçapurisi




Tip olarak bizim Trabzon pidelerine benziyor; ama daha bol malzemeli ve kalını diyebilirim. İçindeki peynir karışımı daha önce de bahsettiğim sulguni peyniri ve imeruli peynirlerinden oluşuyor. Karışım haliyle, kolot peynirine yakın bir tat aldığımı söyleyebilirim ama çok daha zengin ve doygun bir karışımdı bu.



Yemesi için de adım adım izlenilmesi gereken yollar var:

1) Tereyağı ile hamurun kenar kısımlarını bir güzel yağlayın.
2) İç kısımda peynir ile hamurun birleştiği yerlerden kıtır kıtır kesip peyniri hamurdan bağımsız kılın; yumurta sarısıyla bir güzel karıştırın.
3) Önce kenardaki kulakçıklarından koparıp içindeki peynir karışımına daldırın; ardından ayrılmış olan hamur parçalarını kesip menemene daldırır gibi daldıra daldıra yiyin bu babayı...

Tek kelimeyle enfes ve Batum'a yeniden gelmek için sebeptir Acara Haçapurisi. Biz Porto Franco'da tattık; nefisti.




BONUS 1 - İÇECEKLER:

Gazoz



Hemen her masada başta armut gazozu olmak üzere gazoz çeşitlerin bulmak mümkün. Nefisler. Şeker oranı çok iyi ayarlanmış ağızda şeker bırakmıyor; yapış yapış gezmiyorsunuz. Armutlusunu özellikle tavsiye ediyorum.

Şarap




Gürcistan şarapları fiyat / performans olarak son derece faydalı şaraplar. Saperavi üzümü kırmızı şarap yapımında kullanılan en kaliteli üzümlerinden. Kindzamarauli üzümünü de ben beğendim. Ev şarapçılığı da gelişmiş; minik bakkallarda bile uygun fiyata ev yapımı şarap bulabilirsiniz.

Biraz doğanın için bağ ziyareti yapmak; hem şarap yapımı hakkında bilgi almak hem de şarap eşliğinde güzel bir yemek yemek istiyorsanız Adjarian Wine House ziyareti çok önemli.



Chacha

Grappa ve tequila arası, abartmadan içmek lazım güzel çarpıyor. Turşuyla çok iyi arkadaşlar.
Salih Seçkin Sevinç'in "ya bunu armutlu gazozla falan karıştıramaz mıyız?" sorusunda uygulamayı ben ele aldım 1'e 3'lük oranla güzel gidiyor. Adını da chachapuri koyduk; hayırlı uğurlu olsun.


BONUS 2 -  PAZAR




Batum'un iki katlı pazarı; bizim 30 yıl evvlin halk pazarları gibi. Janjan yok, gösteriş yok; sadece lezzet ve ürünün kendisi var.

Envai çeşit peynir satın almanız mümkün mesela. Güzel bir koyun peynirinin kilosu 5,5 TL civarı... En kaliteli peynirlerinden Sulguni'yi 12 TL civarına alabilirsiniz. Boğma chacha, turşu, et, havyar (küçük kavanozlar 4 TL), şarküteri ürünleri de yine uygun fiyatla pazarda.



Pazar tipi alışveriş yapacaksanız uğramadan dönmeyin; oldukça ucuz.


BONUS 3 - GÜRCÜ MANTISI KHİNKALİ - (HİNKAL)




Gürcistan mantısını listeye eklemedim çünkü ben çok beklediğimi bulamadım açıkçası. Batum'da bu işi hakkıyla yaptığı söylenen Shemoikhede'de yememize rağmen hem de.

Kocaman kocaman dev mantılar bunlar. Yemeğin yenme şekli de eğlenceli; üst tıpasından ya da yan tarafından bir parça koparıp bardakla su içer gibi içine saldığı et suyunu hüpletiyorsunuz; bir yandan da ısıra ısıra mantıyı götürüyorsunuz. Kalın bir hamuru var ama lezzetli bir hamur. Beni ittiren etin yavan tadı ve kişnişin yine etin tadını gölgelemesi oldu. Başka bir yerde denesem belki daha çok severim bu yemeği. Siz de gidince mutlaka deneyin ve fikirlerinizi yazın. Lezzetsiz demiyorum; ama daha iyisini bekliyorum.


BONUS 4 - LÜLE KEBABI




Dürümün içine sarılmış bir kebap bu... Bizim Adana - Urfa ayarında değil; dolayısıyla gitmişken mutlaka deneyin diyemem... Ama lezzetsiz de değil; bahsetmeden gelmek istemedim. Yağlı bir kebap çeşiti aslında ama baharatsız diyebilirim. Kişniş kullanmayınca hiçbir baharatı da sokmamışlar içeri desek yeri... Shemoikhede'de tattık.


BONUS 5 - TOLMA

Nefis mi nefis karalahana dolması.Yediğim en güzel karalahana dolmasıydı diyebilirim. Ajarian Wine House'ta tattık. Yaprağının diriliğini ve içinde (kişnişsiz) kıymanın son derece hoş tadı ağzımda dağıldı diyebilirim. Ayrı ayrı ikisinin de lezzetini aldım. Mutlaka tavsiye ediyorum.



--------------


Bu çeşitlerden çok daha fazlasını tamam imkanı buldum 3-4 günde; ama bana göre Batum'a geldiğinizde denenecek 10 lezzet bunlar olabilir. Kharço çorbasını içme şansı bulamadık program değişikliğinden; dolayısıyla listede yok.

Kendi adıma sadece Acara Haçapurisi için bile yeniden dönebilirim bu memlekete. Ucuz, kendi mutfak kültürü olan özel bir yer.

Deniz ürünlerinde de kendini daha da ilerletirse komple bir mutfak şöleni sunabilir ziyaretçilerine.

Ben çok memnun kaldım.