Kaş'a aşağı yukarı 5-6 senedir gidiyorum. Annemin 2014'te Kaş'a taşınmasıyla artık yaz - kış ayda en az 1 kere bu dünya güzeli yerdeyim.
Eskiden Kaş'a geldik mi Bahçe Balık, Üzüm Kızı gibi mekanlara otururduk meyhane sistemi için... Annemin taşınması sonrası ise soluğu Nereid Meyhanesi'nde almıştık. O gün kimi lezzetleriyle baya etkilemişti bizi.
Gezgin dostlarımdan sevgili Özgür Çağdaş'ın da "abi gidip geliyosun o kadar uğruyo musun Nereid'e?" diye bahis açmasıyla haziran 2015'te yolu yine düşürdüm buraya. Sevgili arkadaşım Ürün de benimle birlikte tattı lezzetleri.
Mutfağın ardındaki isim Arla; pek çok ortak tanıdığımın da bulunduğu "yağuşuklu" bir insan. Onu ben bir yerden tanıyorum o beni bir yerden tanıyor; ilk önce çözemiyoruz. Sonra masaya uğrayan yine yetkili abilerden Emrah (ki o da tanıdık geliyor çok) ""abi sen Kadıköylü müsün oradan tanıyorum ben sanki seni" diyince işler çözülüyor. 25 sene Moda'da yaşamış bir insan olarak bizim sokakların insanları Arla da Emrah da...
Özellikle 2015 yılında Nereid'in menüsü Cunda mutfağına iyice göz kırpmış. Mayıs ayının ortasında Cunda - Ayvalık mutfağını deneyimleme fırsatı bulmuş bir insan evladı olarak; lezzetlerin o yöreden bir eksiği olmadığını söyleyebilirim. (Valla Kadıköylü iltiması değil.)
Peki neler yedik?
Girit Böreği ****
Kimi yerde Rum Böreği olarak da geçen Girit Böreği; yuvarlak patlıcan dilimlerinin üzerine isteğe göre lor peyniri, kopenasti peyniri ya da kelle peyniri gibi pişmeyi seven peynirlerin kapatılıp pişirilmesiyle ortaya çıkan bir ürün.
Burada da maşallah güzel bir örneğini yedik. Peynir tamamen kendini bırakmamış, patlıcan da yağ çekmemiş; uyum içinde çıkmışlar ortaya. Gömdük.
Kabak Çiçeği Dolması **
Ben çok düşkünümdür bu zımbırtıya. Yunanlar duruma göre kızartmasını da yapar bunun, içini peynirle doldurup. Buradaki iç beni çok açmadı. Pirinçleri iri severim ben ama içi biraz tatsız geldi. Kötü mü? Değil. Mekanda daha iyi tatlar var olunca bu garibim kenarda kaldı. Bir ısırık alınmış halini görüyorsunuz üstte.
Selanik Cacığı
Yunana gidenlerin "tzatziki" olarak tanıdığı; gitmeyenlerin "Cunda cacığı" olarak ya da susuz cacık - kuru cacık olarak bildiği güzel tat. Ben haydaridense tercih ederim bu arkadaşı genellikle. Kaymak gibi gitti. Ah bir de Yunandaki yoğurtlar bizde de olsa ya.
Romlu Karides *****
Romla jumbo karidesi pişirmişler ama bir de utanmadan üstüne parmesan serpmişler (: Siz hiç utanmayın e mi? İtalyan sistemi aslında bu; fazla malzeme olmayacak, temel iki üç tatla işi çözeceksin. Nereid de çözmüş burada; vallahi bravo.
Ahtapot Tandır *****
Ben aslen ahtapotu Yunan kardeşlerimizin yaptığı gibi ya güneşte kurutulup ızgarada; ya da şarap sosuyla güveçte terbiyeyle seviyorum. Ama bu da güzel yaklaşım olmuş; nasıl tandırda pişen et lime lime ağızda dağılacak yumuşaklığa gelirse öyle bir hal almış ahtapot. Löpür löpür indirdik. Canım benim.
Paçanga ***
Çok kızartmalı olduk diye normalde söylemeyecektik ama normal pastırma değil balık pastırmasıyla yaptığını öğrenince musallat olmak zorunda kaldım. Ben şahsen sofrada Girit Böreğini tercih ederim yine bu tip sıcak olarak ama balık pastırmasını da ayrıca kestiririm tabağa. Tabii ki yağ çekmemişti ve çıtır çıtırdı. Girit Böreği tercih etmiyorsanız ya da ikisini birden indireceğim diyorsanız gönül rahatlığıyla gömebilirsiniz.
Deniz Fasulyesi ***
Bu arkadaşla Cunda'da karşılaşmıştık. Çok rastlanan bir şey değil; ot severseniz yakaladıkça gömün. Deniz börülcesine oldukça benzeyen bir ot. Onun gibi ayıklanma derdi de olmadan daha kolay hazırlanabiliyor. Güzel limon / sarımsak soslamasıyla özellikle iyi gidiyor. Güzeldi.
Hardallı Enginar *****
Görüntüsüyle bizi tavlayıp; enginar konusunda oldukça zor beğenen şahsıma adeta "surprise m....f..r" çekerek masaya geldi. O kadar ivedi gömdük ki resmini çekmeyi atladık. Şimdi bunu tekrar yemek adına gitmek zorundayız Nereid'e. Tüh... Fotosuyla beraber yorumlamak istiyorum ama hardal sosunun keskinliği ve kıvamı o kadar iyi ayarlı ki enginarı perdelememiş; serbest bırakmış adeta. Güzel dudaklara sürülen ruj gibi; güzelleştirmiş, altını çizmiş. Vallahi bravo.
Portakallı Kereviz ****
Kereviz de tehlikeli bir madde. Zira sarımsaklanıp yoğurtlanınca barışabilmiştim bu arkadaşla. Özellikle portakalla birlikte hoş bir ikili yakalamışlar. Nereid'i sevmemin sebeplerinden biri de bu zaten. İki ya da üç malzemeyi birbirine kırdırmadan - içinde kaybettirmeden bir arada sunabiliyor olması ve hepsinden farklı bir şey yaratabiliyor olması. Zevkle tükettim.
Fesleğenli Levrek***
Fesleğen, levreğe ve balıklara çok yakışıyor. Ama ben halen işlenmiş, artifisyel balık ürünlerindense güzel bir balığı ızgaraya alıp çıkarma taraftarıyım balık konusunda. İstesek onun da kralını yaparlar da biz biraz slalom yapalım istedik açıkçası. Kendimiz kaşındık yani. Güzel miydi güzeldi. Deli gibi aranır mıyım? Yok.
Balık Simit ***
Arla'nın bize jestlerinden. Kandil simidi büyüklüğündeki balıklarımız çıtır çıtır susamlanıp güzelce pişirilmiş; bir de simit esprisini canlı tutmak adına ortasına bir karper dilimi de yerleştirmişler. Yüzleri güldüren bir tattı.
gecenin son kalkan masasıyız.
Genel olarak oldukça memnun kaldığımız bir deneyim yaşadık yine. Lakin ben dahasını da tatmak daha fazla lezzetle buluşabilmek adına tekrar yolumu düşüreceğim Nereid'e...
Sizler de uğrarsanız Arla'ya ya da Emrah'a yanaşıp selamımızı söylersiniz.
Nereid Meyhanesi - Süleyman Sandikçi Sok. No:8 Kaş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder