23 Temmuz 2015 Perşembe

9 Maddede "Bir Nebze Daha Az Bilinen" Kaş

Kaş'ın günden güne daha popüler olması güzel bir şey tabii... Neticede hepimizin Kaş'la tanışması daha popülerleştiği bir zaman dilimine denk gelecektir kaçınılmaz olarak.



Gide gele artık hemen herkes Kaputaş'ın görülmesi gerektiğini, Derya Beach veya Çınarlar'da denize atlandığını, Kekova'ya tekne gezisinin şart olduğunu, dalış ve yamaç paraşütünün buraların ata sporu olduğunu biliyor kabul ederek; daha az bilinen bir takım yerler ve atraksiyonlardan bahsetmek amacındayım.

Haydi başlayalım:


1) İnceboğaz Plajı




Kaş'tan Çukurbağ Yarımadası'nın ucuna doğru giderken yarımadanın inceldiği özel bir yer var. Hem Bucak Denizi tarafında hem de açık deniz tarafında yolun iki yanına iki plaj verir bu incelik. İşte burası İnceboğaz Plajı... Dar plaj Bucak Denizi'ne bakar, geniş olanı açık denize... Ama her iki alanda da şezlong ve şemsiye bulmak mümkün. Kendiniz de havlu ve şemsiyeyle ziyaret edebilirsiniz.

İnceboğaz Plajı'na nasıl giderim? - Merkezden kalkan Yarımada minibüsleri sizi İnceboğaz Plajı'nda indirecektir. Aşağı yukarı 7-8 dakika sürüyor varması.


2) Hidayet('in) Koyu




Yine Çukurbağ Yarımadası'nda; İnceboğaz'ı biraz geçince varılan bir nokta. Minibüs buranın içine değil yolun başına bırakıyor. Yani yokuş aşağı ve yukarı olmak üzere biraz yürüyüş bekliyor sizi. Burası özel mülk aslında ve tesisler 2015'te yenilenmiş duyduğumuz kadarıyla. Şnorkel yapmak isteyenler için özellikle tavsiye ediliyor.

Hidayet Koyu'na nasıl giderim? - Merkezden kalkan Yarımada minibüsleri yine sizi buranın yol ağzına bırakacaktır.


3) Akçagerme Plajı




Kalkan yönünden Kaş'a doğru gelirken yeni yapılan hastaneyi geçince sağda... Gökseki Mahallesi sapağının da hemen altında bulunuyor. Turizm otelcilik öğrencilerinin hizmet verdiği plaj ilk 2-3 metrede sığ bir deniz sunduğu için çocuklu ailelerce de tercih ediliyor. Ücretler öğrenci işletmesi olduğu için çok çok düşük. Plaj kenarında su kaydırağı ve tavus kuşu, paçalı tavuk, kaz gibi hayvanların serbest dolaştığı bir alan da var.

Yine bu plajın hemen üstünde mangal kiralanabilen bir mesire yeri de mevcut. Yazın hafta sonu oldukça kalabalık oluyor; hafta içi daha sakin.

Akçagerme Plajı'na nasıl ulaşırım? - Merkezden hastane, Gökseki ya da Kalkan minibüslerine binerseniz burada inebilirsiniz.

4) Demre - Çayağzı - Beymelek

Demre özel araçla 35- 40 dakika; minibüsle 1 saate yakın mesafede. Merkez çok hoş olmasa da; tutulacak bir taksiyle Noel Baba Kilisesi'ne, Myra Antik Kenti'ne ya da Andriake harabelerinin de olduğu Çayağzı Plajı'na varmanız mümkün.

                                                        Myra Antik Kenti
                                                         
Çayağzı'nı Likya Yolu'na bağlayan ünlü tahta köprüyü de burada sahilin diğer ucunda görebilirsiniz.




Andriake Kamping kamp atmak için uygun; mavi yengeç için de Uzun Ali orada sizleri bekliyor. En son şezlong vb. hadiseler yoktu burada; yaz ortası durumu kontrol etmek lazım.


                                             Andriake Kamping (resim onlardan ödünç)


Demre merkezde inmeyip; minibüsle devam ederseniz Beymelek bölgesine gelecekiniz. Burada hem uzun kumsalda kimi lokantalar var hem de plajın bitiminde başlayan ve pek çok kuş türünün yaşadığı Beymelek Lagünü var.




Beymelek Taş Evler buraya gelmişken konaklayabileceğiniz özel yerlerden... St.Nicholas Yolu'nu yürümek isteyenler de genel olarak üs olarak kullanıyorlar. Lagün etrafındaki restoranlardan Kaya Restaurant'ta da nefis mavi yengeç ve balık yiyebilirsiniz.



Yola devam ederseniz Demre - Finike arasında da yol kenarında henüz düzenlenmemiş denize girilecek güzel yerler mevcut.


Demre - Çayağzı - Beymelek'a nasıl giderim? - Merkezden kalkan Batı Antalya Tur minibüs / otobüsleri Demre merkeze ve Beymelek üstünden Finike'ye doğru devam ediyor. Çayağzı kavşağından da geçiyorlar; eğer merkezden taksi yerine kavşaktan yürüyecekseniz. (düz yol ama 30-40 dakika sürüyor)


5) Gömbe Yaylası

Akdağ eteklerindeki yayla ilçesi Gömbe'ye yazın gelmek daha mantıklı; zira kışın çok soğuk oluyor doğal olarak. (1800 rakım)

                                          

Baharla beraber hem hayvanlar hem de deniz kesimindeki yerliler genellikle yazı geçirmek için Gömbe'ye göç ediyorlar. Gömbe'de et çeşitleri, kurabiye ve süt ürünleri özellikle önemli. Uçarsu Şelalesi'ne yürürseniz hoş bir manzarayla karşılaşacaksınız. Yine 5-7 Haziran arasında da Uçarsu şenlikleri yapılıyor. Yeşilgöl de yine bölgede yürünerek ulaşılması gereken yerlerden. Abdal Musa Müzesi ve de bölge kültürü ve söylenceler için önemli bir kaynak.

Gömbe'ye nasıl giderim? - Kaş otogardan Gömbe'ye otobüs seferleri var.


6) Talay Restaurant - Ağullu Köyü - Seyir Tepesi

Gösterişsiz bir köy restoranında ne cevherler saklı!

Taş fırınına attığı hamurlu lezzetlerle öne çıkan Talay Restaurant'ta lahmacun, pide gibi çeşitlerin yanında köy tavuğu ve et çeşitleri yemeniz mümkün. Ben lahmacum ve pidenin hastasıyım o ayrı... Eğer Çintar mevsiminde gelirseniz özel çintar mantarını da yiyebilirsiniz. (Ekim - Kasım gibi mevsimi)




Su Gömbe'den dökülüyor oraya, kana kana için. Evet suyu tavsiye ediyorum. Dönüşte Seyir Tepesi'nde durup Kaş'ı ve Meis'i ayaklarınızın altına almanız da mümkün.




Ağullu'ya nasıl giderim? - Merkezden Ağullu minibüsleriyle 15-20 dakikada ulaşabilirsiniz. Son durak benzinlik. Orada inince Talay Restaurant tam karşısında kalıyor. Yani Demre yönüne giderken yolun sol tarafında.


7) Limanağzı

Burası verdiğim diğer yerlere göre daha çok biliniyor ama yine de Kaş'a gidip 1 hafta kalıp hiç buraya uğramayanlar var; bu sebepten ne olur ne olmaz diye belirteyim.



Limanağzı normal yolun gitmediği koyların olduğu bir bölge. Buraya ya Likya Yolu'ndan ya da kaş limandan kalkan tekneleri kullanarak gidiyorsunuz. Nuri ve Bilal en köklüleri ve bilinenleri diyebiliriz.

Carettalarla beraber yüzmek mümkün burada da. Plaj tarzında bir ortam var daha çok; Kaş merkezdeki kayalıktan atlama ritüeline kontrast olarak.

Limanağzı'na nasıl giderim? - Kaş limandaki Limanağzı tekneleri gidiş dönüş 15 TL'ye yaklaşık 15 dakikada götürüyorlar. Büyükçakıl Mahallesi'ndeki Likya Yolu işaretlerini de takip ederek 1 saat gibi bir sürede yürüyerek ulaşabilirsiniz. Yol sizi Nuri's Beach'e çıkaracak. Yol Kaş yönünden bir yerden sonra ikiye ayrılıyor. Denize yakın yol iplerle geçişin olduğu daha kısa ama sakat yol; soldan gidilen ise Fakdere yoluna bağlanan... Biraz daha uzun ama daha güvenli. Yeri gelmişken Fakdere'ye de yürüyüp yüzebilirsiniz ama oranın yolu biraz daha zahmetli ve uzun.


8) Hoyran - Arykanda ve Diğerleri

Xanthos, Letoon Antik Kenti, Patara son derece ünlü antik kentler. Kaş'ın içindeki Antiphellos'u da görüyorsunuz zaten her an... Ne var ki özellikle Kaş - Demre arasında pek çok antik kent ve yerleşim yine sizlerin ziyaretini bekliyor. Bunlardan başlıcaları Hoyran, Kyaneai, Tyrsa, Istlada ve Arykanda denilebilir.


                                                  Arykanda (Looklex'ten ödünç)

Nasıl gideriz? - Bunlar maalesef özel araç ya da Kaş merkezden özel tur ister.


9) Aperlai

Aperlai de antik yerleşim ancak bölgenin Likya Yolu üzerinde bulunması, coğrafi yapısı ve hiçliğin ortasında kurulu Purple House işletmesiyle özel bir ziyareti hak ediyor.

                                                   (ben1gezginim.com'dan ödünç)

Aperlai'ye nasıl gideriz? - Denizden buraya bırakan tekneler ya da Likya Yolu en mantıklı çözümler. Likya Yolu için Apollonia Antik Kenti'nin oralara gelip oradan yürüyüş yapılabilir.


Yakın zamanda bu maddelere yenilerini de ekleyeceğim efendim. Şimdilik Kaş'ın ve gezilecek yerlerin tadını çıkarın.

Sevgiler.



















3 Temmuz 2015 Cuma

Nereid Meyhanesi / Kaş

Kaş'a aşağı yukarı 5-6 senedir gidiyorum. Annemin 2014'te Kaş'a taşınmasıyla artık yaz - kış ayda en az 1 kere bu dünya güzeli yerdeyim.

Eskiden Kaş'a geldik mi Bahçe Balık, Üzüm Kızı gibi mekanlara otururduk meyhane sistemi için... Annemin taşınması sonrası ise soluğu Nereid Meyhanesi'nde almıştık. O gün kimi lezzetleriyle baya etkilemişti bizi.



Gezgin dostlarımdan sevgili Özgür Çağdaş'ın da "abi gidip geliyosun o kadar uğruyo musun Nereid'e?" diye bahis açmasıyla haziran 2015'te yolu yine düşürdüm buraya. Sevgili arkadaşım Ürün de benimle birlikte tattı lezzetleri.

Mutfağın ardındaki isim Arla; pek çok ortak tanıdığımın da bulunduğu "yağuşuklu" bir insan. Onu ben bir yerden tanıyorum o beni bir yerden tanıyor; ilk önce çözemiyoruz. Sonra masaya uğrayan yine yetkili abilerden Emrah (ki o da tanıdık geliyor çok) ""abi sen Kadıköylü müsün oradan tanıyorum ben sanki seni" diyince işler çözülüyor. 25 sene Moda'da yaşamış bir insan olarak bizim sokakların insanları Arla da Emrah da...



Özellikle 2015 yılında Nereid'in menüsü Cunda mutfağına iyice göz kırpmış. Mayıs ayının ortasında Cunda - Ayvalık mutfağını deneyimleme fırsatı bulmuş bir insan evladı olarak; lezzetlerin o yöreden bir eksiği olmadığını söyleyebilirim. (Valla Kadıköylü iltiması değil.)

Peki neler yedik?

Girit Böreği ****




Kimi yerde Rum Böreği olarak da geçen Girit Böreği; yuvarlak patlıcan dilimlerinin üzerine isteğe göre lor peyniri, kopenasti peyniri ya da kelle peyniri gibi pişmeyi seven peynirlerin kapatılıp pişirilmesiyle ortaya çıkan bir ürün.

Burada da maşallah güzel bir örneğini yedik. Peynir tamamen kendini bırakmamış, patlıcan da yağ çekmemiş; uyum içinde çıkmışlar ortaya. Gömdük.

Kabak Çiçeği Dolması **




Ben çok düşkünümdür bu zımbırtıya. Yunanlar duruma göre kızartmasını da yapar bunun, içini peynirle doldurup. Buradaki iç beni çok açmadı. Pirinçleri iri severim ben ama içi biraz tatsız geldi. Kötü mü? Değil. Mekanda daha iyi tatlar var olunca bu garibim kenarda kaldı. Bir ısırık alınmış halini görüyorsunuz üstte.

Selanik Cacığı




Yunana gidenlerin "tzatziki" olarak tanıdığı; gitmeyenlerin "Cunda cacığı" olarak ya da susuz cacık - kuru cacık olarak bildiği güzel tat. Ben haydaridense tercih ederim bu arkadaşı genellikle. Kaymak gibi gitti. Ah bir de Yunandaki yoğurtlar bizde de olsa ya.

Romlu Karides *****




Romla jumbo karidesi pişirmişler ama bir de utanmadan üstüne parmesan serpmişler (: Siz hiç utanmayın e mi? İtalyan sistemi aslında bu; fazla malzeme olmayacak, temel iki üç tatla işi çözeceksin. Nereid de çözmüş burada; vallahi bravo.

Ahtapot Tandır *****




Ben aslen ahtapotu Yunan kardeşlerimizin yaptığı gibi ya güneşte kurutulup ızgarada; ya da şarap sosuyla güveçte terbiyeyle seviyorum. Ama bu da güzel yaklaşım olmuş; nasıl tandırda pişen et lime lime ağızda dağılacak yumuşaklığa gelirse öyle bir hal almış ahtapot. Löpür löpür indirdik. Canım benim.

Paçanga ***




Çok kızartmalı olduk diye normalde söylemeyecektik ama normal pastırma değil balık pastırmasıyla yaptığını öğrenince musallat olmak zorunda kaldım. Ben şahsen sofrada Girit Böreğini tercih ederim yine bu tip sıcak olarak ama balık pastırmasını da ayrıca kestiririm tabağa. Tabii ki yağ çekmemişti ve çıtır çıtırdı. Girit Böreği tercih etmiyorsanız ya da ikisini birden indireceğim diyorsanız gönül rahatlığıyla gömebilirsiniz.

Deniz Fasulyesi ***




Bu arkadaşla Cunda'da karşılaşmıştık. Çok rastlanan bir şey değil; ot severseniz yakaladıkça gömün. Deniz börülcesine oldukça benzeyen bir ot. Onun gibi ayıklanma derdi de olmadan daha kolay hazırlanabiliyor. Güzel limon / sarımsak soslamasıyla özellikle iyi gidiyor. Güzeldi.

Hardallı Enginar *****


Görüntüsüyle bizi tavlayıp; enginar konusunda oldukça zor beğenen şahsıma adeta "surprise m....f..r" çekerek masaya geldi. O kadar ivedi gömdük ki resmini çekmeyi atladık. Şimdi bunu tekrar yemek adına gitmek zorundayız Nereid'e. Tüh... Fotosuyla beraber yorumlamak istiyorum ama hardal sosunun keskinliği ve kıvamı o kadar iyi ayarlı ki enginarı perdelememiş; serbest bırakmış adeta. Güzel dudaklara sürülen ruj gibi; güzelleştirmiş, altını çizmiş. Vallahi bravo.

Portakallı Kereviz ****




Kereviz de tehlikeli bir madde. Zira sarımsaklanıp yoğurtlanınca barışabilmiştim bu arkadaşla. Özellikle portakalla birlikte hoş bir ikili yakalamışlar. Nereid'i sevmemin sebeplerinden biri de bu zaten. İki ya da üç malzemeyi birbirine kırdırmadan - içinde kaybettirmeden bir arada sunabiliyor olması ve hepsinden farklı bir şey yaratabiliyor olması. Zevkle tükettim.

Fesleğenli Levrek***




Fesleğen, levreğe ve balıklara çok yakışıyor. Ama ben halen işlenmiş, artifisyel balık ürünlerindense güzel bir balığı ızgaraya alıp çıkarma taraftarıyım balık konusunda. İstesek onun da kralını yaparlar da biz biraz slalom yapalım istedik açıkçası. Kendimiz kaşındık yani. Güzel miydi güzeldi. Deli gibi aranır mıyım? Yok.

Balık Simit ***




Arla
'nın bize jestlerinden. Kandil simidi büyüklüğündeki balıklarımız çıtır çıtır susamlanıp güzelce pişirilmiş; bir de simit esprisini canlı tutmak adına ortasına bir karper dilimi de yerleştirmişler. Yüzleri güldüren bir tattı.


                                                    gecenin son kalkan masasıyız.

Genel olarak oldukça memnun kaldığımız bir deneyim yaşadık yine. Lakin ben dahasını da tatmak daha fazla lezzetle buluşabilmek adına tekrar yolumu düşüreceğim Nereid'e...


Sizler de uğrarsanız Arla'ya ya da Emrah'a yanaşıp selamımızı söylersiniz.

Nereid Meyhanesi - Süleyman Sandikçi Sok. No:8 Kaş